Ali Balkız: 'Sivas'ta Ergenekon mu
gizlendi'
"Otelden sağ kurtulanlardanım. 35
kişinin yakıldığı olayın haftasında savcı Demiral, 'Olayda örgüt
yok' hükmünü verdi. Sakladı örgütü. O örgüt Ergenekon mu,
araştırılsın."
"Alevilik inancında reenkarnasyon vardır. İnsan ölmez, başka bir
canlının görünümünde yeniden dünyaya gelir. Aleviler, 'Hz. Ali,
Mustafa Kemal Atütürk olarak zuhur etti' diye inanırlar."
"Aleviler CHP'yi hâlâ destekliyorlar ama CHP'yle ilişkileri
defolu. Aleviler'in kullanıldığı bir ilişki bu. CHP tek başına
iktidar olsa da, bu Sünni devlet ve Sünnileştirme politikası
devam eder."
NEDEN? ALİ BALKIZ
Türkiye'de her din, her ırk,
her mezhep kendine ait bir derdi yaşıyor. Neredeyse bütün bu
grupların devletle bir sorunu var. Türban sorunuyla Sünniler
yaralanıyor, cemevlerine resmiyet tanınmamasıyla ve okullarda
zorunlu din derslerinde çocuklara sadece Sünniliğin
öğretilmesiyle Aleviler yaralanıyor. Anadilde eğitim hakkına
sahip olamamakla Kürtler yaralanıyor, geçmişten söz edilmesinin
yasaklanmasıyla ve acılarının paylaşılmamasıyla Ermeniler
yaralanıyor. kısacası devletin "resmî vatandaş" formatına
uymayan herkesin sorunu var bu sistemle. Ama bu sorunlu gruplar
biraraya gelip, meseleyi ortak şekilde "demokrasiyle" çözecek
bir yol bulamıyorlar. Bu hafta Aleviler'in sorunlarına değindik.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız bize
Aleviliğin kimlik sorununu ve Aleviler'in dertlerini,
isteklerini anlattı. Orhan Kemal ve Haldun Taner ödülleri dahil
öykü dalında pekçok ödülün sahibi olan Ali Balkız'ın yayınlanmış
onüç öykü kitabı var.
***
NEŞE DÜZEL: Geçenlerde sizin,
devletin Sünni olduğunu söylediğiniz bir açıklamanızı okudum.
Devletin Sünni olması tam olarak ne anlama geliyor?
ALİ BALKIZ: Türkiye
Cumhuriyeti devleti 'sosyal, laik, demokratik hukuk devleti'
olarak tanımlanıyor ama Cumhuriyet'in kuruluşundan beri yaşanan
bu değil. Gerçi Cumhuriyet laikleşme yolunda çok önemli adımlar
attı. Anayasa'dan 'dini İslam'dır' sözcüğünü çıkardı. Okullarda
din derslerini kaldırdı, on altı yıl boyunca Türkiye'de din
eğitimi verilmedi ama Diyanet İşleri diye de bir yapı kuruldu.
Eğer din işlerini görmek için devletin içinde böyle bir kurum
varsa, o ülkede laiklik zedelenir. Aleviler ilk kurulduğunda da
Diyanet'e alınmadı. Zaten Aleviler Diyanet'in varlığının
farkında bile değillerdi.
Niye bilmiyorlardı?
Çünkü Aleviler o tarihte
köylerdeydi. İbadetlerini köylerinde korka çekine yapıyorlardı.
Jandarmanın gelemeyeceği, karın yolları kapattığı kış aylarında
Aleviliklerini daha rahat yaşıyorlardı. Ama kente göçle,
Aleviler'in inanç ve kültür örgütlenmesi dağıldı. Aleviliğin
geleneksel yapısını kente taşıyamadılar. Çünkü kentlerde hem
Sünniler'le birarada Sünni bir ortamda yaşamaya başladılar. Hem
de devletin asimilasyon politikalarına maruz kaldılar. Tek
kimlikli, tek inançlı yurttaşlar topluluğu yaratmayı hedefleyen
devlet, okullarda zorunlu din dersleri aracılığıyla Alevi
çocuklarını o gün bugündür Sünnileştirmeye çalışıyor. Çok sayıda
Alevi örgütü böyle bir ortamda doğdu işte!
Ben, "Devletin Sünni olması tam olarak ne anlama geliyor" diye
sormuştum size.
Bu ülkede Sünni yurttaşlar daha muteberdir, daha
saygındır. Sünni inancı inançların en güzelidir, hürmeti, parayı
ve mevkii en çok hak edendir. Devlet kadrolarında en üst
makamlara, müsteşarlığa, generalliğe Sünniler getirilir. Zaten
bu yüzden Aleviler kente göç ettiklerinde Aleviliklerini
gizlediler. Çok eskiden de Alevi çocukları kasabaya okumaya
gittiklerinde köylerinin adını gizlerlerdi. Soranlara, komşu
Sünni köylerin adını verirlerdi. Çünkü Alevi oldukları
anlaşıldığında itilip kakılıyor, hakarete uğruyorlardı.
Hâlâ böyle mi?
Böyle değil ama... Devlet
hâlâ Aleviliği tanımıyor ve bu ülkede Sünniler'den başka
yurttaşların yaşadığını kabul etmiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı
Türkiye'nin en çok bütçeye sahip en büyük holdinglerinden biri.
Alevi, Sünni herkesin vergisini kullanan yüz bin personelli bu
yapı sadece Sünniler'e hizmet ediyor. Türkiye'de 20 milyon
civarında Alevi var ama devletin yasalarında Alevinin ve
cemevinin adı hiç yok. Devlette binlerce imam kadrosu var ama
Alevilerin dinî inançlarını gören dedeleri için devlette tek bir
kadro yok.
Devlette dede kadrosu istiyor musunuz?
Biz, Federasyon olarak Diyanet'in kalkmasından yanayız.
Biz sadece Aleviler'in ibadethanesi olan cemevlerinin yasal
statüye kavuşturulmasını istiyoruz. Bu ülkede cami ne kadar
gerekliyse ve ne işlev görüyorsa, cemevi de gerekli ve benzer
bir işlev görüyor. Ama devlet Alevi köylerine camiler yapıyor ve
imamlar tayin ediyor. Özellikle Kenan Evren'in başlattığı bu
politika hala sürüyor. Bakın... Aleviler namaz kılmaz. Aleviler
cem yaparlar. Bunu da kendi ibadethanelerinde yaparlar. Camiye
gidip cem yapmazlar.
Aleviler'in camiye gittikleri haberleri çıkıyor gazetelerde. Bu
haberler doğru değil mi?
Bazı Aleviler camiye gidiyor olabilir. Özünü
kaybettikçe, asimile oldukça, Sünnileştikçe o çağrıya uyanlar
olabilir. Tayin işi, ticari ilişki, kooperatiften kredi, gübre
ihtiyacının giderilmesi anlamında 'rüşvet'tir bunlar.
Aleviler'in bin yıllık tarihinde camide ibadet etme geleneği
yok. Alevi cemevinde ibadet eder. Aleviler'in camiye gitme
alışkanlıkları kent olgusuyla başladı. Giderek hızlanıyor bu
süreç.
Siz, devletin Sünni olmasından yakınıyorsunuz. Kürtler de,
devletin Türk olmasından yakınıyor. Bu durum, Aleviler'le
Kürtler arasında bir dayanışma sağlıyor mu?
Aleviler ezilmenin ne demek olduğunu bilir. Kürtler'in
de kimi demokratik, meşru ve yasal taleplerini haklı bulurlar,
yeri geldikçe desteklerler. Ama Kürt sorunun şiddet yoluyla
çözülmeyeceğine inanırlar. Türkiye demokrasiyle yönetilse ve
Batılı anlamda laik olsa, bu ülkede ne Kürt sorunu ne de Alevi
sorunu olur.
Siz devletten yakınıyorsunuz ama çok garip bir durum var.
Aleviler, Kemalist devleti desteklemekle, Kemalist olmakla,
darbecilere yeterince karşı çıkmamakla suçlanıyorlar genellikle.
Kemalizm, askerin sivil siyaset üzerindeki vesayetini kabul eden
ve CHP'nin altı okuyla özetlenen bir ideolojidir. Kemalizm bir
nevi darbelerin ideolojisidir. Sizin hem Sünni hem Kemalist olan
devletle ilgili düşünceniz ne?
Aleviler Mustafa Kemal Atatürk'ü büyük kurtarıcı olarak
görürler. Alevilik inancında reenkarnasyon vardır. İnsan ölmez,
başka bir canlının görünümünde yeniden dünyaya gelir. Aleviler,
'Hazreti Ali, Mustafa Kemal Atatürk olarak zuhur etti, geldi'
diye inanırlar. 'Bizi ancak böyle biri bu zulümden kurtarabilir'
derler. Aleviler Atatürk'ü mitleştirmişlerdir.
Ben Sünni ve Kemalist devlet hakkında ne düşündüğünüzü
sormuştum. Cevabınız nedir?
Cumhuriyet büyük bir projedir. Atatürk, Sünni bir
devlet yaratmak istemedi. Laik bir devlet yaratmak istedi ve
demokrasiyi hedefledi. Ama laik devlet de, demokrasi de
oluşmadı. Bu ülkede imam hatipleri ve ilahiyat fakültelerini ilk
CHP açtı. Okullara zorunlu din dersini de ilk o koydu.
Demokrasinin olmadığı yerde devlet gücünü kullanan birileri hep
vardır. Türkiye'de buna en yatkın olanlar da askerler ve sivil
bürokratlardır. Bunlar, halkı küçük görürler, seçmenin oyunu ve
aklını önemsemezler. Halka çarıklı çoban muamelesi yaparlar.
Kendilerini elit-okumuş aydın kabul ederler. Kendi çocukları
için özel okullar açarlar. Halkı bilerek, isteyerek cahil
bırakırlar, okutmazlar. Çünkü iktidarı paylaşmak istemezler.
Bakın... Türkiye'de devlet önce öğretmen okullarını bozdu.
Öğretmeni bozunca, gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten. Geldi
de...
Aleviler'in çoğunluğu Kemalist midir?
En sağcısı bile Kemalisttir. Atatürk'ü severler.
Onları, Atatürk yurttaş konumuna getirdi. Büyük bir istibdattan
kurtardı, Aleviler'i adam yerine koydu.
Aleviler genellikle CHP'yi desteklerler. CHP ise en devletçi
parti. Ergenekon'u da savunuyor. Aleviler hâlâ CHP'yi
destekliyor mu?
Hâlâ destekliyorlar ama CHP'yle ilişkileri de defolu
bir ilişki. Karşılıklı saygıya dayalı olmaktan çok Aleviler'in
kullanıldığı bir ilişki bu. Aleviler CHP'de beklentilerini
karşılayamıyorlar, orada yeterince temsil edilmiyorlar ama CHP
dışında da kendilerine bir seçenek bulamıyorlar. Çünkü hem
özlemleri hem de sınıfsal kökenleri bakımından Aleviler'in yüzde
99'u solcudur. CHP de kendisini sol olarak tanımlayan bir
parti...
CHP solcu bir parti mi sizce?
Parti programında solcu olduğunu söylüyor ama pratikte
solcu değil. Cemevi açılışına geliyor, partide aşure dağıtıyor
ama yarın iktidar olsa ve AKP'deki çoğunluğa sahip olsa,
Aleviler'in cem ve kültür evleri yasallaşır mı, okullarda
zorunlu din dersleri kalkar mı, Diyanet İşleri kaldırılır mı ya
da Aleviler'e açılır mı, Alevi köylerine cami yapılmasından
vazgeçilir mi, Aleviler devlette genel müdür, müsteşar ve
general olur mu? Alevi kimliği muteber hale gelir mi? Bu CHP'yle
bunlar olmaz. Bu kadroyla, bu yönetimle Sünni devlet ve
politikaları devam eder.
Ergenekon hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ergenekon çok karışık, anlaşılması çok güç... Yumak
öyle sarılmış ki, anlaşılmaz hale gelmiş. Öyle çok şey bir araya
gelmiş ki... İçinde Atatürkçüler var. Kemalistler, ulusalcılar
var. Askerler var. Sünniler var. Aleviler var. Politikacılar
var. Emekli askerler var. Mafya var. Kaçakçılar var. Bunların
hepsi nasıl bir Türkiye düşlemişler acaba? Anlaşılması çok zor.
Hablemitoğlu cinayeti ile Danıştay cinayetinin katili aynı
olabilir mi? Bu iki cinayet aynı düşüncenin ürünü ve aynı
örgütün işi olabilir mi? Cumhuriyet'in başyazarı İlhan Selçuk'la
Sedat Peker aynı odada nasıl biraya gelirler? Siz emekli
askerlerle, siyasetçilerle mafyacıları biraraya koyabiliyor
musunuz? Ben koyamıyorum. Benim düşüncem bunları biraraya
getiremiyor.
Peki, sizce Türkiye'de kontrgerilla var mı?
Ben, üniversite yıllarında, bulduğu her duvara
'Kontrgerilla Dağıtılsın' diye yazan 68 gençliğindenim.
Kontrgerillanın içinde askerler, emniyetçiler, bürokratlar,
kiralık katiller, mafyacılar vardı. Bu yapı hiç bir zaman
bitirilmedi. Politikacılar belki bu yapıyı kullanıyorlardı,
belki de organik bağları vardı. Kontrgerilla hala devam ediyor.
Adı bugün, Ergenekon olmuş. Ergenekon yoktur, demiyorum. Bu
kadar renk nasıl biraraya gelir ve aynı ülküde birleşir aklım
almıyor diyorum.
Bağışlayın beni ama... Yakın tarihinde dört darbe yaşamış, dört
darbenin alt yapısı da toplumda kaos yaratılarak hazırlamış bir
ülkede, darbeyle iktidara gelme planına ve Türkiye'yi dışa
kapatarak koyu bir otoriter sistem kurma hedefine niye aklınızın
ermediğine de benim aklım ermiyor.
Türkiye'de derin devlet hep oldu. İdeolojik
saldırılarla, psikolojik ve ekonomik yöntemlerle, medya gücüyle
bu derin yapı kaos ortamı yarattı, cinayetler işledi ve
yurttaşları darbe şartlarına hazırladı. Bütün bunlar, özellikle
ABD'de eğitilmişsubaylar ve sivil bürokratlar aracılığıyla
yapıldı. Aleviler Ergenekon'un aydınlanmasını istiyor. İçinde
kim varsa görelim. Ama AKP bu temizliği yapamaz ve yapmayacak!
AKP, Ergenekon davası sürecinden kendi işine yarayacak verileri
çıkartacak. AKP, CHP ve diğer muhalif partilerle ilgili
verilerin peşinde.
Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?
AhAhlaklarını biliyoruz. Türkiye'de siyasetin nasıl
işlediğini biliyoruz. Susurluk çözülemez miydi? Tansu Çiller'le
Mesut Yılmaz'ı niye çözmediler? Maraş olaylarını MİT yapmış,
kontrgerilla yapmış. O tarihte Ecevit niye çözmedi Maraş'ı? Gazi
olaylarında 22 insan göz göre göre katledildi? Bu davayı
Trabzon'a götüren hangi güçtü? Gazi niye çözülmedi?
Şimdi Ergenekon iddianamesinde, Gazi olaylarıyla Ergenekon
örgütü arasında bir bağ olduğu ileri sürülüyor. Siz böyle bir
ilişkiden hiç şüphelenmiyor musunuz?
Madımak Oteli'ni kim yaktı? Ergenekon Davası'yla bu da
ortaya çıkar mı acaba? Ben otelden sağ kurtulanlardanım. Sivas
Davası'nda yargılananları biz otelin önünde gördük. Onlar
kesinlikle suçluydu. Ama ya öbürleri? Bunları oraya sevk eden,
bunca hazırlığı yapanlar kimdi? Kapının önünde şeriatçılar
gözüküyordu. Peki, onların arkasındaki kimdi?
Sizce kimdi?
Hizbullah mıydı, kontrgerilla mıydı, İslamcı militanlar
mıydı, İran'dan ya da ABD'den gelenler miydi? Türkiye'de
üretilmiş olanlar mıydı? 37 kişinin öldüğü, 35 kişinin yanarak
can verdiği olayın üzerinden bir hafta geçmeden dönemin
Cumuhuriyet Başsavcısı Nusret Demiral hükmünü verdi. "Olayda
örgüt yok, tahrik var" dedi. Sakladı örgütü. O örgütün adı
Ergenekon muydu? Bilmiyorum. Araştırılsın. Bizim Ergenekon
soruşturmasıyla ilgili tek istediğimiz siyasi müdahalede
bulunulmasın. Siyasiler bu işin avukatı ya da savcısı olmasın.
Alevilerin de Ergenekon'da adlarının geçtiğini söylemiştiniz.
Nasıl geçti?
Ergenekoncuların Bosna'daki bir cemevinde toplantı
yaptıkları, bir Alevi işadamıyla irtibat kurarak Ergenekon'un
Alevi kanadını yaratmaya çalıştıklarının bulgularının olduğunu
okuduk basından.
Böyle bir şey mümkün değil mi?
Mümkün tabii. Çok mümkün. Aleviden Ergenekoncu çıkmaz,
Susurlukçu çıkmaz demiyorum ben. Sünniden ne kadar çıkarsa
Aleviden de o kadar çıkar.
Aleviler niye Ergenekon'a karşı çıkmadılar?
İlk başta hükümete yakın gazetelere bazı bilgiler
sızdı. Bu bilgilere herkes gibi biz de şüpheyle baktık. Ama
iddianame açığa çıktıkça ürperiyor insan.
AKPAKP'nin Ergenekon'a karşı olması, Aleviler'in Ergenekon'u
desteklemesine yol açar mı?
Ne münasebet. AKP
Ergenekon'a karşı diye Ergenekon'dan yana olmak mümkün değil.
Biz gerçeği istiyoruz.
Ordunun siyasette olmasına ne diyorsunuz?
Ordunun böyle bir hastalığı var. Ordu hangi partinin
seçim kazanacağını, hangi parti başkanının başbakan olacağını,
hatta bazı bakanların kimler olacağını merak eder ve edebildiği
kadar da müdahale eder. Bazen de tankları yürütür. Tankların
yürümesinden en büyük zararı solcular ve Aleviler görür. Ordu
kışlada, din de camide ve cemevinde kalmalı.
AB'ye üyeliği destekliyor mu Aleviler?
Destekliyorlar. Aleviler, Avrupa Birliği'nin özgürlük,
demokrasi ve laiklik kriterlerini benimsiyor. Zaten Atatürk'ün
de muasır medeniyet diye hedef gösterdiği bugünkü AB'dir.
Kemalizm budur.
AB üyeliği Aleviler'in sorunlarını çözer mi?
Kesinlikle çözer. Zaten Aleviler'in çoğunluğu da AB'yi
destekliyor. Çünkü AB'nin vaatleri, Cumhuriyet'in başlangıçta
bize sunduğu vaatlerle eşdeğer. AB, 'devlet olarak ülkende kim
Alevi, kim Sünni merak etmeyeceksin. Bir dinî anlayışın
ritüellerini yurttaşlarına zorla öğretmeyeceksin' diyor. Sorun
böyle çözülmeli. Eğer din kültürü hakkında bilgi vermek
istiyorsan, Aleviliği de öğreteceksin. Ve bunu, Aleviler nasıl
istiyorsa öyle öğreteceksin. Alevilik kısmını Aleviler yazacak
ve okullarda din dersleri seçmeli olacak. Her öğretim yılı
başında veli okul yönetimine gidecek ve 'benim çocuğum din dersi
almak istiyor' diyecek. İsteyenler gidip din dersi almak
istediğini bildirecek. İstemeyenler gidip bildirmeyecek.
İkisinin arasında çok büyük fark var. Ama AKP bunları yapmak bir
tarafa...
AKP ne yapıyor?
Müfredatı Aleviler açısından daha olumsuz hale getirdi.
Aleviler'in piri olan Hacı Bektaşı Veli'yi bile ders
kitaplarında hacca gönderdi. Onu hacca gönderdiğinizde, siz,
Alevi çocuğuna sen de hacca git diyorsunuz ki, bu Aleviliği
tahrif etmek demektir. AKP, okullarda Aleviliği okutuyorum
diyerek, Aleviliği değiştiriyor. Başka bir Alevilik sunuyor.
Bildiğim kadarıyla sizin federasyonunuz Aleviliğin İslam'ın
dışında olduğu görüşünü savunuyor. Siz tam olarak ne diyorsunuz?
Aleviler arasında 'biz kimiz' tartışması yoğun bir
şekilde yaşanıyor. Ne olduğumuza karar vermek, hem
ihtiyaçlarımızı, hem gideceğimiz yolu, hem de devletten
istediklerimizi tanımlayacak. Akademisyenler, araştırmacı
yazarlar, Aleviliğin İslam'ın içinde olup olmadığını
tartışıyorlar. Bize göre, Aleviliğin tanrı anlayışına, tarihine,
kurumlarına, ibadetine bakıldığında, ona İslam elbisesi
giydirmek kolay değil. Alevilik bir yaşam biçimi, bir kültür,
bir yol, bir felsefe, doğayı ve toplumu kendince bir
yorumlamadır. İslamiyet'ten etkilenmiştir, İslam'ın motifleri,
ritüelleri, formları vardır ama 'Alevilik İslam'ın içindedir'
demek o kadar kolay değildir.
Kemalist, Sünni ve Türk olan devlet, Aleviler'in sorunlarını
çözerse, siz bu yapının değişmesini gene ister misiniz? Yoksa
Kemalist devlet anlayışının devamından yana mısınız?
Sizin tanımladığınız devlet, Aleviler'in sorunlarını
çözmez. Çözseydi, 80 yılda çözerdi. Ama bugünkü AKP'nin
Aleviler'in sorunlarını çözeceğine dair ipuçları bulunduğunu
sezinliyorum ben. Yeni Şafak'ta Fehmi Koru, Zaman'da Ekrem
Dumanlı, bu sorunu çöz diye AKP'ye çağrıda bulunan üst üste
yazılar yazdılar. Aleviler'in sorunlarını çözmek o kadar kolay
ki... İmar Kanunu, 'İbadethanelere yer ayrılır' diyor ve
parantez içinde cami, havra, kilise diye belirtiyor. Buna
cemevini de eklersiniz. Zorunlu din dersiyle ilgili anayasa
değişikliği paketini devreye sokarsınız. Din dersini seçmeli
yaparsınız.
Devlet, Aleviler'in hakkını vermiyor ama türban yasağıyla
Sünniler'i de kızdırıyor. Devletin bu tavrı hakkında ne
düşünüyorsunuz? Türban yasağını destekliyor musunuz?
Türban dinî duygulardan çok, bir siyasi simgeyi
dayattığı için problem bu noktaya geldi. Üniversitelerde, devlet
dairelerinde türban yasak olmalı.
Sizce, Aleviler, Kürtler, İslamcılar, muhafazakârlar,
solcular için ayrı çözümler mi bulmak gerek? Yoksa ortak bir
demokrasi programı herkesin sorununu çözer mi?
Çözer elbette. Türkiye'nin ihtiyacı olan da 'ortak' bir
demokrasi programıdır. Atatürk yaşıyor olsaydı, altı okun içinde
demokrasi olacaktı. Ama koşullar oluşmamıştı, toplum demokrasiye
hazır değildi... Şimdi toplum demokrasiye hazır.
Kaynak: Taraf gazetesi Neşe Düzel makaleleri(01/09/2008)
|