Ekonomik Kriz ve
Latin Amerika’daki Devrimci Yükseliş
Al Jazira TV'nin Venezuella
Devlet Başkanı Hugo Chavez ile bir röportajı
G-15 hareketini gündemin dışında tutmaya
çalışıyorlar
"Üçüncü Yol Yok. Tek Yol Sosyalizm"
Latin Amerika’da Köylü
Hareketleri
Latin Amerika’dan Türkiye’ye ‘Ulusal
Sol’
Latin Amerika Üzerine Bir
Değerlendirme
Venezüella'da Yoksulluk Parası
ve Militarizm!
Chavez Kuyrukçuluğu
Değişik görüşler açısından
okumaya değer, diye düşündüm(indymedia.org'dan alıntıdır)
Devrimin Yüzü: "Che"
Che Guevara
belgeseli(film)
Latin Amerika ve
sosyal-liberalizmin sonu
|
Latin Amerika'da devrim |
G-15
hareketini gündemin dışında tutmaya çalışıyorlar
Arjantin Devlet Başkan Kirchner,
Chavez ve Lula, G-15 toplantısında.
G -15 zirvesi Venezuella'nın başkenti Caracas'ta toplandı.
Venezüella Devlet Başkanı Chaves aleyhtarları, toplantı
sırasında sokaklarda Chaves'in görevine devam edip etmemesi
konusundaki referandumun bir an önce yapılması için gösteriler
düzenlediler, bu gösterilere polis müdahale etti, iki kişi öldü.
G-15 zirvesine bu olayların gölgesi düştü. Petrolün
neoliberalizme karşı mücadelede nasıl kullanılması gerektiği ve
kuzeyin fiili ticaret engellerine karşı neler yapılması
gerektiği konularının ele alındığı toplantı ortak bir sonuca
varmadan dağıldı.
Medya görevini yapmıyor
Buraya kadar haberleri okudunuz. Çünkü bu haberleri dünya ve
Türkiye medyası vermiyor. Eğer ABD Chaves'i devirme girişiminde
başarılı olursa o zaman bu haberlerin dünya ve Türkiye
medyasında yer aldığını göreceksiniz, tabii çarpıtılmış olarak.
Bildiğim kadarıyla dünya ve Türkiye medyasının ana haber
kaynaklarını AP ve Reuters haber ajansları oluşturuyor.
Caracas'ta olup bitenleri bir internet sitesinin alt köşesinde
kısa bir başlık olarak gördükten sonra haberle ilgili daha
doyurucu bilgi aramaya başladım. Ama AP ve Reuters'in dünya
haberlerinde aradığımı bulamadım. Nihayet BBC'nin internet haber
kanallarından birinde G-15 zirvesi ile ilgili bilgileri gördüm.
Blair'in BBC ile uğraşması, BBC'nin özerkliğini kaldırmaya
çalışması boşuna değilmiş diye düşündüm. Direnmeye çalışan
birkaç dürüst habercilik örgütü de bertaraf edildikten sonra
Bush idaresinin 'dezenformasyon' planını yürürlüğe koymak iyice
kolaylaşacak herhalde. İnsanın tüyleri, korku ve dehşetten diken
diken oluyor.
G-15 Nedir?
G-15 güney ülkelerinin kuzeye karşı direnişinde önemli
mevzilerden biri. Bu grup dünya nüfusundaki ve kaynaklarındaki
payı bakımından oldukça önemli. İçinde Brezilya, Arjantin,
Meksika, Venezüella, Malezya, Endonezya, Hindistan ve İran gibi
güneyin görece en büyük ve en gelişmiş ülkeleri var. Dikkat
ederseniz bu ülkeler dünya petrol kaynaklarının önemli bir
bölümüne de sahip. G-15 Eylül 2003'de Cancun'da yapılan Dünya
Ticaret Örgütü toplantısında kuzey ülkelerinin dayatmalarının
ilk kez reddedilmesini de sağladı.
G-15'in bu yılki zirve toplantısı Caracas'ta yapıldı. G-15
liderleri ve temsilcileri Venezüella Devlet Başkanı Chaves'in
konuğuydu. Chaves güney ülkelerinin emperyalizme karşı
direnişinin sembol isimlerinden biri. Onun yönetimindeki
Venezüella hem neoliberal düzenin kurallarına karşı çıkıyor hem
de sosyalist demokrasiye geçişin hukuki altyapısı açısından
bakıldığında önemli adımları içeren bir anayasaya sahip.
ABD Chaves'i düşürmeye çalışıyor. Bu çabalarında müteffik olarak
Venezüella işçi aristokrasisini, tabii kapitalistlerini ve orta
sınıfların önemli bir kısmını buldu. Sokak gösterilerini
düzenleyenler bu kesimler. Chaves ise kent yoksullarına ve
Venezüella ordusuna dayanarak kurduğu örgütlenmelerle kendisini
düşürme girişimlerine karşı koymaya çalışıyor.
Yol çok dikenli
G-15 Caracas zirvesinin anlaşmayla sonuçlanmaması çok şaşılacak
ve endişe duyulacak bir şey değil. Güney ülkeleri dayanışması
neoliberalizme karşı mücadelede en etkin ve en kısa yol ama aynı
zamanda hayli uzun bir yol. Bu ülkelerin ortak çıkar
paydalarının ortaya çıkarılması süreci kolay değil. Aralarında
epey farklar var. Şu aşamada önemli olan bu zirvelerin sürekli
çalışan alt çalışma birimlerinin oluşturulması ve belki daha da
önemlisi, dünya neoliberalizm karşıtı kamuoyunun dikkat ve
desteğinin bu dayanışma hareketine çekilmesi. Dayanışma hareketi
güçlendikçe neoliberalizmin daha çok hışmını çekecek, daha çok
engellerle karşılaşacak. Bu noktada önemli bir sorun Güney
ülkeleri halklarının ortak dayanışmanın önemi konusunda
yeterince bilinçli olmaması. Güney ülkelerinin işsizleri ve
yoksulları sorunlarının hafifleyebilmesinin büyük ölçüde bu
dayanışmanın başarısına bağlı olduğunun farkında değiller. Bu
noktada söz konusu ülkelerin aydınlarına görev düşüyor. Ve eğer
halkın aktif desteği ortaya çıkarsa dayanışma hareketinin çok
daha güçlü hale geleceğini, hatta dünya gündeminin belirleyici
trendi olacağını rahatlıkla varsayabiliriz.
İşçi aristokrasisi yine sahnede
Bu hareketin itici gücünü ancak güney ülkelerinin işsizleri ve
yoksulları oluşturabilir. Nitekim Chaves gücünü kent ve kır
yoksullarından alıyor. Venezüella petrol işçileri Chaves karşıtı
hareketlerin başını çekiyor ve bu işçi aristokrasisinin yeni ve
şaşılacak bir marifeti değil. Onlar bunu hep yapıyorlar. Maddi
koşulları görece iyileşen ve durumunu sağlama bağlama kaygıları
belirleyici olmaya başlayan işçiler radikalizme cephe alıyorlar.
Onların bu özelliği son 150 yıllık tarihin en önemli
belirleyicilerinden biri oldu.
TTürkiye'nin şimdilik G-15 oluşumunda somutlaşan güney ülkeleri
dayanışmasındaki yeri ne olabilir? Türkiye bu tür
dayanışmalardan hep uzak durmayı tercih etti. Türkiye'nin
egemenleri emperyalizmle işbirliğini seçtiler, bir gün
emperyalist kampta iyi bir yer edinmeyi hayal ettiler. Daha
iyimser bakarsak, emperyalist odakları kızdırabilecek
girişimlere uzak durmayı tercih ettiler. O nedenle güney
ülkeleri dayanışmasına omuz vermelerini ihtimal dahilinde
göremeyiz. Oysa Türkiye'nin güney ülkeleri dayanışmasına omuz
vermesi her zaman özel bir önem taşıdı. 27 Mayıs devrim
girişiminin hemen sonrasında Hindistan'a giden genç Türk
planlamacılarına özel bir ilgi gösteren devlet başkanı
Nehru'nun, onlar vasıtasıyla Türkiye'nin güney ülkelerinin
liderliğinin çok olumlu etki yapacağı mesajını gönderdiği, bu
işi devlet başkanı Gürsel'in İsmet Paşa'ya havale ettiği, onun
da yanaşmadığı bana anlatıldı. Şimdi de Türkiye'nin böyle bir
harekete omuz vermesi çok şeyi değiştirir ama mevcut politik
koşullarda böyle bir beklenti hayal bile edilemez. Türkiye ancak
sol güçlerin iktidar olmasıyla böyle bir raya girebilir, ama ne
sol güçlerin iktidar olması görünür gelecekte ihtimal dahilinde
ne de ülkenin sol güçleri Güney ülkeleri dayanışmasıyla
ilgileniyor.
7/3/2004, Ahmet Çakmak adıyla Radikal gazetesinden
Kaynak: radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=3154
|
|