Kaynak: radikal.com.tr(6-7-8 eylül 2005)
6-7 Eylül Olaylar? (1)
6-7 Eylül olaylar?ndan sonra aç?lan davalarda hâkimlik yapan amiral Fahri Çoker, ar?ivinde yer alan foto?raf ve belgeleri ölümünden sonra yay?mlanmak üzere Tarih Vakf?'na ba???lam??t?. ?lk kez yay?mlanan bu foto?raflar özellikle Beyo?lu'ndaki ya?ma hareketinin boyutunu tüm aç?kl???yla göz önüne seriyor.
'Atatürk'ün evine bomba at?ld?' yalan?yla k??k?rt?lanlar, 6-7 Eylül 1955'te ?stanbul'da az?nl?klar?n ev, i?yeri ve ibadethanelerini ya?malad?. Olaydan sonra binlerce gayrimüslim göç etmek zorunda kald?
06/09/2005
D?LEK GÜVEN
BA?LARKEN
6-7 Eylül olaylar?n?n 50. y?l? nedeniyle Toplumsal Tarih dergisi, 1956 yarg?lamalar?n?n hâkimi olan amiral Fahri Çoker'in ar?ivini yay?mlad?. Çoker, ar?ivindeki foto?raf ve belgeleri, ölümünden sonra yay?mlanmak üzere Tarih Vakf?'na ba???lam??t?. 6 Eylül gecesi ve 7 Eylül sabah? Milli Emniyet Hizmetleri ve yabanc? gazetecilerce çekilen foto?raflar?n büyük bölümü ilk kez yay?mlan?yor. Çünkü s?k?yönetim taraf?ndan yerli bas?na sansür getirilmi?, yabanc? gazetecilerin foto?raflar?na da el konmu?tu. Fahri Çoker ar?ivi Tarih Vakf?'nca kitap olarak yay?mlanacak. Bu arada Fahri Çoker ar?ivinden de yararlanarak kapsaml? bir ara?t?rma yapan, Almanya Bochum Ruhr Üniversitesi Tarih Fakültesi'nden Dr. Dilek Güven'in '6-7 Eylül' adl? kitab? geçti?imiz günlerde yay?mland?.
Bu dizide, Güven'in Toplumsal Tarih'te ç?kan ve kitab?n?n bir özeti say?labilecek makalesi, yine dergide yer alan Fahri Çoker ar?ivinden belge, foto?raflar ve tan?kl?klar e?li?inde yer alacak.
6-7 Eylül olaylar?n? çokuluslu Osmanl? devletinden Türk ulus-devletine geçi? döneminde ya?anan sorunlarla ili?kilendirmek mümkündür. Farkl? etnik gruplar? bar?nd?ran Anadolu'nun homojen hale getirilmesi, Kemalist elit taraf?ndan ba?ar?l? bir ulus-devletin vazgeçilmez ?art? olarak görülmü? ve yeni kurulan devletin H?ristiyan az?nl?klara haklar?n? garanti etmesine ra?men, 1920'li ve 30'lu y?llarda hükümetler zaman zaman aleni bir asimilasyon politikas? gütmü?tür. Her ne kadar tüm vatanda?lar?n yasal hak ve yükümlülüklerdeki e?itli?inden söz edilse de, günlük hayatta devletin kimlik politikas? temelde Türklük üzerinden belirlenmi?, bu yolla millet olma, modernle?me ve Bat?l?la?ma sürecinin ivme kazanaca?? ümit edilmi?tir.
Hükümetin özellikle ekonomi politikas? alan?nda ald??? önlemler, Türk unsurun ta??y?c? ö?e olarak dü?ünüldü?ünü gösterir. Nitekim 1942 y?l?nda yürürlü?e giren Varl?k Vergisi, Ermenilerin, Rumlar?n ve Yahudilerin ekonomideki liderli?ine son vermeyi hedeflemi?tir.
Devletin zorunlu göç ve iskân politikalar? da bu homojenle?tirme çabalar?yla bir arada de?erlendirilmeli, dolay?s?yla, 1934'teki, 'Trakya olaylar?' olarak bilinen ve Yahudileri zorunlu göçe sevk için yap?lan sald?r?lar ile 1930'larda Kürtlere uygulanan iskân politikalar? da bu ba?lamda ele al?nmal?d?r. Ayn? dönemde, 1929-1934 aras? Anadolu Ermenilerinin Anadolu'nun merkezlerine ve ard?ndan ?stanbul'a göç ettirilmesinin amac? ise gayrimüslimleri tümüyle Anadolu'dan uzakla?t?r?p ?stanbul'da toplamakt?r. 1946' da yaz?ld??? dü?ünülen bir CHP az?nl?k raporu bunu aç?kça ifade eder. Rapora göre, 1950'lere kadar Anadolu, Yahudi ve H?ristiyanlardan temizlenmeli ve sonra ?stanbul, Yunanistan'la olan ba?lar? ve nüfusun çoklu?u nedeniyle Rumlardan ar?nd?r?lmal?yd?.
Seçmenlerin üçte biri
Türkiye'nin 50'li y?llardaki milli politikas? 30'lu ve 40'l? y?llardaki politikalar?n devam? olarak de?erlendirilmeli, bu do?rultuda 6-7 Eylül olaylar? etnik homojenle?me ve milli ekonomi yaratma çabas? ba?lam?nda incelenmelidir. Çokpartili hayata geçi? sonras? az?nl?klar?n hükümetlerle olumlu ili?kiler geli?tirmesi, gayrimüslimlerin seçmen olarak önemsenmeye ba?lanmas?ndan kaynaklan?r.
Bu dönemde, ?stanbul'da seçmenlerin üçte biri gayrimüslimdir. Seçim dönemleri CHP ve DP'nin Varl?k Vergisi'nin geri ödenece?i yönündeki vaatleri ise seçim propagandas?ndan ibarettir.
Menderes hükümetinin az?nl?klara kar?? ba?taki liberal politikas?, gittikçe zorla?an ekonomik ko?ullarla de?i?ir ve ili?kiler gerginle?ir. Özellikle K?br?s'taki olaylarla birlikte 1953'ten itibaren gazetelerde Patrikhane ve Rumlara kar?? ba?lat?lan kampanya, 6-7 Eylül olaylar?ndan evvel doru?a ula??r. Rumlara yöneltilmi? gibi görünen sald?r?, asl?nda tüm az?nl?klar? içine almaktad?r, 'Rum' burada sadece bir örnektir. Gazetelere göre as?l suçlu, Türkleri provoke eden gayrimüslimlerdir. 6-7 Eylül olaylar?n?n sadece K?br?s'la ilgili olarak Rumlara yap?lm?? bir misilleme olmad???n?n bir göstergesi, tahrip edilen i?yerlerinin sadece yüzde 59'u Rumlara aitken, kalan yüzde 17'nin Ermenilere, yüzde 12'nin Yahudilere ait olmas?, hatta dönmelere ve Müslüman olmu? Beyaz Ruslara ait mekânlar?n bile sald?r?ya u?ramas?d?r.
??yerleri Müslümanlara
Bu olaylar devletin hedefine uygun bir göç dalgas? ba?lat?r. Ancak, tahribat?n yaratt??? maddi zorluklar, ?stanbul'daki Yunan Konsoloslu?u'nun ve Patrikhane'nin Rumlara ?stanbul'da kalmalar? yönündeki telkini, Yunanistan hükümetinin Rumlar?n Yunanistan'a yerle?imi konusunda ç?kard??? bürokratik zorluklar ve Türk devletinin az?nl?klar?n malvarl???n?n sat???n? engellemesi gibi nedenlerden dolay?, söz konusu göç olaylar?n hemen ard?ndan gerçekle?mez. Birkaç ay içinde, büyük i?yerlerinin önemli bir k?sm? gayrimüslimlerden Müslümanlara devredilir, büyük tahribata u?rayan dükkânlar ise hiç aç?lmamak üzere kapan?r. Gayrimüslimlerin birço?u art?k Türkiye'de yat?r?m yapmaktan kaç?n?r. Olaylardan alt? ay sonra ba?gösteren göç dalgas?yla ulusu homojenle?tirme plan?nda bir ad?m daha at?lm?? olur. ?stanbul bas?n?ysa bu göçü daha çok 'geleneksel az?nl?k sadakatsizli?i' ve 'yabanc? devletlerle tarihi ittifak'la aç?klama giri?iminde bulunur.
Az?nl?klar niye DP'yi destekledi?
Gayrimüslimlerin ço?unun 1957 seçimlerinde Demokrat Parti'yi desteklemesinin nedeni, baz? yazarlar?n öne sürdü?ü gibi, DP'yi 6-7 Eylül
olaylar?ndan sorumlu tutmamalar? de?ildir. ?lk planlar? seçimi boykottu, bu da DP'nin örne?in ?stanbul'da seçimleri kaybetmesine yol açabilecektir, fakat DP'nin iktidara geldi?inde intikam alabilece?i korkusu ve CHP'ye olan geleneksel antipati nedeniyle seçime kat?lma karar? verilir.
1955'ten itibaren DP hükümeti gittikçe zorla?an bir ekonomik durumla kar?? kar??ya kalm?? ve özellikle yüksek enflasyon nedeniyle hayat standard? dü?en kesimin güvenini kaybetmi?tir; ?üpheli metotlarla muhalefeti susturma çabalar? ise bas?n?n, ayd?nlar?n ve ö?rencilerin de DP'den so?umas?na yol açm??t?r. Örne?in Alman D??i?leri'nin bir raporuna göre daha olaylardan 15 gün evvel, muhalefeti kontrol amac?yla 7 Eylül 1955 günü ?stanbul, Ankara ve ?zmir'de s?k?yönetim ilan edilmesine karar verilmi?tir. 1956 y?l?nda muhalefeti bask? alt?na almak için Bas?n ve Toplant? Yasas?'na getirilen k?s?tlamalar da büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylar?yla gerekçelendirilmi?tir.
Hükümete göre, ?stanbul Ekspres gazetesi 6 Eylül'de halk? suça te?vik etmi? ve sivil örgütler Toplant? Yasas?'n?n verdi?i özgürlüklere dayan?p yapt?klar? gösterilerle ülkeyi kaosa götürmü?tür.
YARIN: Yunan bas?n?: Suçlu ?ngiltere
--------------------------------------------------------------------------------
5 bin 317 mekân sald?r?ya u?rad?
K?br?s sorunu, 1955 y?l?nda Türk kamuoyunun gündeminde ba? kö?eye oturmu?tur. D??i?leri yetkilileri Londra'da K?br?s temaslar?na devam ederken, Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamas?yla ilgili haber, önce 6 Eylül 1955 günü Türkiye radyolar?nda yay?mlan?r. Bunun üzerine, 'Atam?z?n evi bombaland?' man?etiyle ikinci bask? yapan
?stanbul Ekspres gazetesi o dönemde kurulmu? olan 'K?br?s Türktür Cemiyeti' üyelerince bütün ?stanbul'da sat?lmaya ve halk? galeyana getirmek üzere kullan?lmaya ba?lan?r.
K?br?s Türktür Cemiyeti'nin önayak olmas? ve di?er gençlik örgütleri, meslek kurulu?lar?, DP te?kilat?, baz? resmi ve gayriresmi makamlar?n telkin ve te?vikiyle yerel kalabal?klar ve ?ehre d??ar?dan getirilmi? olan kitlelerce 6 Eylül ak?am? Cumhuriyet tarihinde görülmemi? bir ya?ma ve y?k?m eylemi gerçekle?tirilir.
Esas olarak ?stanbul'daki gayrimüslim az?nl?k nüfusun ev, i?yeri ve ibadet yerlerine yönelik bu sald?r?larda emniyet pasif bir tutum sergiler. Gayrimüslimlerin adresleri hakk?nda önceden bilgi sahibi olan, 20-30 ki?ilik organize birliklerin kent içindeki ula??m? özel arabalar, taksi ve kamyonlar?n yan? s?ra otobüs, vapur ve hatta askeri araçlar yard?m?yla sa?lan?r.
?stanbul'un her yerinde ya?malar ayn? yöntemle yap?lmaktad?r. Dükkânlara sald?ranlar önce vitrinleri ta?layarak k?rmakta ya da demir parmakl?klar? kaynak makineleri ve tel makaslar? yard?m?yla açmakta, ard?ndan içerdeki alet ve makineler d??ar? ç?kar?larak paramparça edilmektedir. Kiliseler de pay?n? al?r: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve di?er kutsal e?yalar tahrip edildi?i ve yak?ld??? gibi, bazen kilisenin tamam? ate?e verilir.
Mahkeme zab?tlar?na göre, 4 bin 214 ev, 1004 i?yeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manast?r, 26 okul ile aralar?nda fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulundu?u 5 bin 317 mekân sald?r?ya u?ram??t?r.
Hasar? yakla??k 150 milyon TL'yi bulmaktad?r; bu rakam, o dönemin 54 milyon Amerikan Dolar?'na e?de?erdir. DP hükümeti ise zarara u?ray?p tescil ettirenlere toplam 60 milyon TL tazminat öder.
Olaylar üzerine ?stanbul'da s?k?yönetim ilan edilir. Esas olarak, K?br?s Türktür Cemiyeti ve gençlik örgütleri etraf?nda yo?unla?an ve
o günlerde ilan edilen s?k?yönetim savc?lar? taraf?ndan yap?lan ilk soru?turma ve yarg?lamalar, daha sonra DP iktidar?n?n bast?rmas? sonucunda 6-7 Eylül olaylar? 'komünistlerin tahriki' olarak yorumlan?r, ancak, 1960 darbesinden sonra, bu olaylar Yass?ada yarg?lamalar?n?n gündemine oturur. Yass?ada'da 6-7 Eylül olaylar? bu kez tamamen DP iktidar?n?n haz?rlad??? bir tertip olarak sunulur ve sorumlu tutulan DP yönetimi, 6-7 Eylül olaylar? nedeniyle cezaland?r?l?r.
Sonuç olarak, 6-7 Eylül 1955 olaylar?, Rum, Ermeni ve Yahudilerin büyük göç dalgalar?yla ülkeden ayr?lmas?na neden olur. Gayrimüslimlerin büyük bir k?sm? için, ya?ananlar, Türk vatanda?? olarak kabul görmediklerinin kan?t? olmu?, hangi parti iktidarda olursa olsun, gelecekte de ayr?mc?l?klara maruz kalacaklar? dü?üncesi az?nl?klar?n yurtd???na göç karar?n? vermelerine yol açm??t?r. 1955 y?l?n? izleyen bu geli?me, ayn? zamanda ?stanbul'da dini anlamda ço?ulculu?un da sona erdi?ini simgelemektedir.
Tan?klar anlat?yor
'Bir kamyon ta?la geldiler'
"Çok, çok fena. O zaman ben evliydim, iki ya??ndayd? Lula. (Sar?yer) Yenimahalle'de yazl?ktayd?k. ?stanbul'dan haber geldi, Beyo?lu yan?yor. Saat sekiz, sekiz buçuk filan. Ta? dolu bir kamyon geldi. Kamyonun içinden 10-15 ki?i ç?kt?, ilk evvela gazinoyu k?rd?lar, bir ?ey b?rakmad?lar. Bir araya topland?k, zangoç vard?, kar?s? ve o?luyla; papaz vard? k?zlar? ve kar?s?yla beraber. Ba?lad?lar d??ar?dan camlar? k?rmaya, ta? atmaya. Aman n'apal?m derken art?k karanl?k da oldu. Arka tarafta bir Türk ailesi oturuyordu, biliyordu o ne olaca??n?. Hemen papaz?n k?zlar?n? ald?lar, pencereden.
'Öldürme de?il, k?rma iznimiz var'
Ben Lula'y? ?iltenin alt?na koydum, çocu?u öldürecekler. Ta?lar ya?mur gibi geliyor. Evin kap?s?na geldiler. Onu da tekmeyle k?rd?lar. Babam hemen oda kap?s?n? açt?. Türkçeyi Türk gibi konu?uyordu babam. 'K?r?yoruz' dedi, 'K?br?s için. Helal olsun, vatana helal olsun' dedi, gelenler. 'Beni, kar?m?, k?zlar?m? öldürün' dedi babam. 'Yok, öldürmeye iznimiz yok' dediler, 'k?rmaya iznimiz var.' ?smini sordular, 'Kemal' dedi babam. 'Afedersin, Kemal a?abey' deyip gittiler. Bakkala gittiler, bakkal da diyor ki, 'Hangi Kemal? Bu Koço'dur, Rum'dur.' Tekrar geldiler. Radyo ve buzdolab?n? pencereden a?a?? att?lar. Yataklar, elbiseler, gard?robun içinde bir ?ey kalmad?. Yani biz kald?k. Titriyorduk, 'K?r?n' diyordu babam, ne yaps?n, 'k?r?n, at?n, helal olsun, at?n!' K?rd?lar, vurdular, gittiler. Papaz?n k?zlar?n? istediler. 'Burada yoklar' dedik. Papaz? ald?lar, bir motosikletin üstüne ba?lad?lar, yol boyunca çektiler."
Ayn? saatlerde, F.S.'nin kocas? bir an önce ailesinin yan?na gelmek üzere Sirkeci'den yola ç?kar. "O ak?am kocam i?teydi. Saat üçte geldi; Sirkeci'den, Yenimahalle'ye yayan geldi. O da k?r?p y?rt?p da geliyordu, ne yaps?n. K?rmayan, y?kmayan gâvurdur, diye dü?ünüyorlard?." (Tarihe Bin Canl? Tan?k projesi kapsam?nda 74 ya??ndaki ev kad?n? F.S. ile yap?lan görü?meden.)
YARIN: Üç grup halinde sald?r?yorlard?
-----------------------------------
6-7 Eylül Olaylar? (2)
Yunan bas?n?na göre 6-7 Eylül'ün sorumlusu ?ngiltere'dir. Ar?ivlerde de ?ngiltere'nin planlanlamada katk?s? oldu?una dair ipuçlar? vard?r. ?ngiltere'nin Atina Büyükelçisi'ne göre yüzeysel Türk-Yunan ili?kilerini bozmak için 'küçük bir ?ok' yetecektir
07/09/2005
D?LEK GÜVEN
Konuyla ilgili ilginç ba?lant?lardan biri, ?ngiliz hükümetinin 6-7 Eylül olaylar?n?n organizasyonunda bir pay? olmas?d?r. 1950'lerin ba??nda bir ?ngiliz sömürgesi olan K?br?s'?n Rum-Ortodoks halk?n?n Yunanistan ile bütünle?me iste?i, ?ngiliz hükümetini 29 A?ustos-7 Eylül aras?nda Londra'da Türkiye, Yunanistan ve ?ngiltere'nin kat?ld??? bir konferans düzenlemeye sevk eder. Neden, K?br?s olay?n?n çözümüne bir katk? yapmak de?ildir. Yunanistan K?br?s konusunu sonbaharda Birle?mi? Milletler'in gündemine götürmeyi planlarken, ?ngiltere hükümeti K?br?s'?n uluslararas? bir platforma ta??nmas?n? engellemek iste?indedir.
Konferansla hedeflenen, sorunun 'sömürgeci ?ngiltere' ve Yunanistan'?n de?il, Türkiye ile Yunanistan'?n gündemi oldu?unun ispatlanmas?d?r. Foreign Office bürokratlar?n?n iadesiyle, 'Türkler pasif durumlar?ndan uyand?r?ld?klar? zaman K?br?s, BM'nin gündemine girmeyecekti.' Konferanstan önce MacMillan, Türk delegeleriyle görü?erek Yunanistan'a kar?? uzla?maz bir tav?r sergilemelerini ister:
"Türkler görü?lerini ne kadar sert ifade ederse o kadar olumlu olur."
Politik ve ekonomik krizdeki Menderes hükümeti, kamuoyunun ilgisini K?br?s'a çekmeye çal???r. D??i?leri Bakan? Fatin Rü?tü Zorlu, MacMillan'?n iste?i do?rultusunda konferansta sert bir aç?l?? konu?mas? yapar; e?er Atina K?br?s tavr?nda de?i?iklik yapmazsa, Türkiye de Lozan Antla?mas?'n? tekrar gözden geçirecektir. Türkiye'nin bu kat? tutumu Yunan delegelerini ?a??rt?r ve ?ngilizleri sorumlu tutmalar?na yol açar. Olaylar?n patlak verdi?i 6 Eylül'de Londra'daki konferans da??l?r.
Yunan bas?n?na göre olaylar?n sorumlusu ?ngiltere'dir; nitekim ar?ivlerde ?ngiltere'nin 6-7 Eylül olaylar?n?n planlanmas?nda bir katk?s? oldu?una dair ipuçlar? mevcuttur. Örne?in Atina'daki ?ngiliz Büyükelçili?i'nin Yunan-Türk dostlu?unun çok yüzeysel bir vaka oldu?una de?inen ve küçük bir ?okun, örne?in Selanik'teki Atatürk'ün evinde meydana gelecek küçük bir tahribat?n derhal ili?kiyi zedeleyece?inden bahseden A?ustos 1954 tarihli bir beyan? söz konusudur. ?ngiliz D??i?leri'nden bir bürokrat ise daha aç?k ifadeyle 'Ankara'da meydana gelecek birkaç olay?n asl?nda i?lerine çok yarayaca??n?' belirtir. ?ngiliz Milletvekili John Strachy de Türkiye'nin asl?nda K?br?s'?n Yunanistan'a verilmesinden çekinmemesi gerekti?ini, çünkü garanti olarak ?stanbul'da büyük bir Rum az?nl??? oldu?unun alt?n? çizer.
Yumu?ak protesto
?ngiltere'nin olaylar?n hemen ard?ndan verdi?i tepki de dikkat çekicidir. D??i?leri Bakan? MacMillan, Türkiye'ye, zarar gören ?ngiliz vatanda?lar?n tazminat haklar?n?n ertelenmesini öngören yumu?ak bir protesto çeker. Foreign Office de ?ngiliz bas?n?nda ?stanbul'da ya?ayan ?ngilizlerin de büyük zarar gördü?ünün alt?n?n çizilmesini ister. Böylelikle ?ngiltere'nin olaylar?n planlanmas?nda bir rolü olmad??? kan?tlanmak istenmektedir.
6-7 Eylül olaylar?nda ?ngiltere için en büyük ba?ar? Amerika'n?n K?br?s politikas?n?n de?i?mesidir. Yunanistan 1955 bahar?nda K?br?s meselesini BM gündemine getirmek istedi?inden söz etti?inde, hükümeti bu plan? desteklemeye e?ilimli olan Amerika, olaylardan sonra ise NATO üyesi bu iki ülkeye ayn? içerikte sert bir protesto çeker ve BM'de K?br?s konusunun gündeme gelmemesi için lobi çal??malar? ba?lat?r. ?ngiltere amac?na
ula?m??t?r. 23 Eylül 1955 günü BM'de yap?lan oylamayla, K?br?s sorunu gündem maddesi haline getirilmez.
6-7 Eylül olaylar?n?n kimler taraf?ndan gerçekle?tirildi?i sorusunu cevaplamak için devletin fail olarak suçlad??? kesimden ba?lanabilir. S?k?yönetim ilan edildikten sonra ?stanbul'da 5 bin 104, Ankara'da 300, ?zmir'de ise 170 ki?i tutuklan?r. Hükümetin yapt??? ilk aç?klamaya göre 'gençlik' Selanik'teki patlamalarla ilgili bir miting düzenlemi?, komünistler de bundan faydalan?p tahribat yapm??t?r.
Hükümet, 10 Eylül 1955'te s?k?yönetim dolay?s?yla üç bölgeye ayr?lm?? ?stanbul'da Beyaz?t, Beyo?lu ve Kad?köy askeri mahkemeleri olmak üzere üç ayr? mahkeme kurar.
Hâkimler, özellikle polislerin faillerle ilgili hiçbir kan?t toplamam?? olmas?ndan ?ikâyetçidir. Sol e?ilimli ?ah?slar veya komünistler ise polis taraf?ndan rastgele haz?rlanm?? bir listeye göre tutuklan?r. Listede, ölmü? veya askerde olan ki?iler bile vard?r. Tutuklular?n ço?u Aral?k 1955'te serbest b?rak?l?r. Bunun en önemli nedenlerinden biri, muhalefet lideri ?smet ?nönü'nün, hükümeti a??r bir dille ele?tiren ve gerçek suçlular? takip yerine suçsuz vatanda?lara i?kenceyle suçlayan konu?mas?d?r. Menderes, bu konu?ma için ?nönü'ye, "Pa?am vatan bu konu?may? affetmeyecek" diyecektir.
6-7 Eylül olaylar? iktidardaki Demokrat Partisi, Milli Emniyet Hizmetleri (MAH), ö?renci/gençlik dernekleri, sendikalar ve K?br?s Türktür Cemiyeti'nin (KTC) i?birli?iyle organize edilmi?tir. Görünürde ö?renci dernekleri taraf?ndan resmi olarak A?ustos 1954'te kurulan KTC'nin amac? K?br?s konusunda Türkiye'nin pozisyonunu desteklemek ve kamuoyu yaratmakt?r.
Fakat asl?nda Londra'daki Türk büyükelçili?inin telkiniyle hükümet taraf?ndan kurulmu? olan bu derne?in yönetiminde ?u adlar görülür: Hikmet Bil (Hürriyet gazetesi yaz?i?leri müdürü ve avukat), Hüsamettin Canöztürk 'Milli Talebe Federasyonu Ba?kan?), Orhan Birgit (gazeteci), Ziya Somer (ö?renci) ve gazeteci oldu?unu öne süren Kamil Önal. Dernek, kurulu?undan itibaren hükümetle yak?n i?birli?i içinde olmu?tur. Örne?in Hikmet Bil, Menderes ve D??i?leri Bakan? Fuat Köprülü'ye 1952 Atina gezisinde -Menderes'in özel iste?iyle- refakat eder. Her ne kadar Bil derne?in halktan ba??? toplayarak 'K?br?s davas?' için hükümete teslim etti?ini öne sürse de, asl?nda tersine devletin deste?i söz konusudur; KTC'ye kurulu? y?l?nda 350.bin TL, daha sonra da her sene 200.bin TL ödenir. Sadece gazeteci de?il, ayn? zamanda MAH üyesi olan bir di?er idare heyeti üyesi Kamil Önal ise KTC'den önce, Ermeni ve Kürtlerin aktivitelerini gözlemlemek üzere Suriye'de görev alm??t?r. KTC ayn? zamanda ö?renci ve gençlik dernekleriyle de yak?n ili?ki içindedir. Örne?in Türkiye Milli Talebe Federasyonu Ba?kan? Hüsamettin Canöztürk KTC'nin idare heyetindedir ve dernekte ö?renci say?s? bir hayli yüksektir.
KTC'nin di?er bir aya??n? te?kil eden sendikalar da o dönemde hükümet taraf?ndan finanse edilen ve ideolojileri devlet taraf?ndan belirlenen örgütlerdir. KTC ile sendikalar aras?ndaki i?birli?i, KTC ?ube ba?kanlar?yla sendika ba?kanlar?n? ayn? ki?ilerin te?kil etmesine kadar gidebilmektedir. Tekstil Örme Sanayii ??çileri Sendikas? Ba?kan? Bahir Ersoy, hem Türkiye Milli Gençlik Te?kilat?'n?n (TMGT) ba?kan?, hem de KTC'nin kurulu? üyesidir.
KTC Pa?abahçe ?ubesinin idare meclisi de Pa?abahçe Cam ve ?i?e Sanayii ??çileri Sendikas?'n?n idare heyetince olu?turulmu?tur. Motorlu Ta??t ??çileri Sendikas? ?dare Meclisi Üyesi Fethi Çelik ayn? zamanda KTC'nin Karagümrük ?ubesi idare meclisine, Su ??çileri Sendikas? üyesi Kemal Nadi, Fatih ?ubesi idare meclisine üyedir.
YARIN: Asl?nda küçük çapl? bir olay planlanm??t?...
--------------------------------------------------------------------------------
'Annem ba?örtüsü takt?, Türk sand?lar'
?SMA?L SAYMAZ
?STANBUL - Kumkap?'da, iki katl? kâgir evinin önünde, yar?m yüzy?l önceki kâbusu anlat?yor, Sarkis Çerkezyan. Gizli TKP üyesiydi. Kumkap?'da iki marangoz dükkân? vard?. Evi Yedikule'deydi.
"Anneme, Müslüman kad?nlar gibi görünsün diye beyaz ba?örtüsü takt?k. Pencereye bir bayrak uydurduk. Kap?ya oturdum. Kalabal?k bir grup önümden akt?. Kiminin elinde bir top kuma?, kiminde bir makine parças? vard?. Bütün cadde e?ya doldu. Sadece Rum evlerini de?il, tüm gayr?müslimlerinkini ya?malad?lar. Yedikule Caddesi üzerindeki bir kiliseyi ate?e verdiler. K?v?lc?mlar bizim evin üstüne dü?üyordu. Caddede üç ki?i durdu. Bizim eve bak?yorlard?. Yanlar?na gittim, 'Bu evin sahibi Ermeni. ?imdi Florya'da yazl?kta. A?a??da ben var?m, hat?rlat?r?m' dedim. Annem Müslüman bir kad?n gibi kahve pi?irdi. ?çtik birlikte... Ya?ma saatler sürdü. Gece yar?s?na kadar kap?dan ayr?lmad?m. Sonraki gün dükkân?ma gittim. Kepenkler k?r?lm??, dükkâna girilmi?ti. Benim dükkâna kom?um Laz Mehmet girmi?. Sabahlar? birlikte çay içerdik. Çok a?r?ma gitti.
Evet, 6-7 Eylül'de çok çektik. Ama bu halk?n çok iyili?ini gördük. Tehcirden kaç?p Karaman da?lar?na ç?kan babam?, idam ferman? olmas?na ra?men saklad? Türk köylüsü. E?imin cenazesine ta Silifke'den geldiler. Ermenistan'a yerle?ecektim, b?rak?p da gidemedim. Hem han?m istemedi hem de 'yolda?lar?m' b?rakmad?. Çünkü büyük dü?lerimiz vard?."
--------------------------------------------------------------------------------
Tan?klar anlat?yor:
Beyo?lu'nu y?kt?lar siz duruyorsunuz...
"Üç parti olarak geliyorlard?. ?lk parti ba??r?yor ça??r?yor, ikinci parti Rum dükkânlar?n? k?r?yordu. Kepenkler kolay aç?lm?yordu. Haz?rl?kl?yd? bu i?, ellerinde demir sopalar, kepenkleri deldiler, açt?lar, neler varsa hepsi yere döküldü. Üçüncü parti h?rs?zl?k için geliyordu. Ve çanlar çal?yordu, kiliselere girdiler, çanlar? çal?yorlard?. 12'ye kadar yani... Nas?l ya?ad?k, tarif edemem."
Rumlar 1953-1954 y?llar?nda K?br?s'?n Yunanistan'a ilhak? istemiyle
adada Türklere ve ?ngilizlere yönelik ?iddete ba?larlar. K?sa sürede 'K?br?s sorunu' milli bir dava haline döner.
"O y?llarda ekonomik durgunluk vard?, enflasyon art?yordu. Müthi? bir darbo?aza girdi Türkiye, darbo?aza girince, halk?n (ilgisini) ba?ka bir tarafa çekmek icap etti."
Birbiri ard?na K?br?s sorununu sahiplenen dernekler kurulur. Ulusal bas?nda ba?lat?lan bir kampanya ile Patrikhane ve Rumlarla ilgili yay?mlanan olumsuz haberler, vatanda?lar?n 'Ya Taksim, ya ölüm' sloganlar?
ile ?stanbul, Ankara gibi büyük kentlerde mitinglere zemin haz?rlar.
Takvimler 1955 y?l?n? gösterdi?inde, 'K?br?s sorunu' iç ve d?? politikan?n en önemli tart??ma konusu haline gelir. A?ustos sonunda ba?layan ve ?ngiltere'nin davetiyle düzenlenen Londra Konferans?'nda adan?n ve garantör devletlerin statüleri tart???l?r. Konferans?n ikinci tur görü?meleri ba?lamadan bir gün önce 4 Eylül günü K?br?sl? Türkler, Rumlar?n adada yürüttükleri Enosis politikas?n? mitinglerle protesto ederler.
6 Eylül, ö?le saatleri
6 Eylül günü, Selanik'teki Atatürk'ün evinin bombaland??? haberi ?stanbul'a ula?t???nda Ba?bakan Adnan Menderes, Cumhurba?kan? Celal Bayar ve ?stanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay ö?le yeme?inde beraberdir. Menderes, haberin radyodan duyurulmas? talimat?n? verir. ?stanbul Ekspres gazetesi de ikinci bask?s?n? yaparak haberin tüm ?stanbul'da duyulmas?n? sa?lar: "O gün Dolmabahçe'deki maçtan ç?kt?k, kap?da ak?am gazeteleri vard?. Ekspres, büyük ba?l?k atm??t?, 'Atam?z?n evi bomba ile hasara u?rad?' diye. Herkeste büyük bir infial do?du. Fakat sonradan ö?rendik ki,
Atatürk'ün evine bombay? koyan M?T'mi?." (72 ya??ndaki emekli bankac? H.Ö., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
K?br?s sorunuyla ilgilenen dernekler bu haberi k?sa sürede duyar ve misillemeye yönelik aç?klamalar yaparlar. Tepki soka?a dökülmeye haz?rd?r ve ayn? gün, ak?amüstü derneklerin örgütledi?i büyük bir grup Taksim'e yürüyü?e geçer. ?lerleyen saatlerde 'Ya Taksim, ya ölüm', 'K?br?s Türktür, Türk kalacakt?r' sloganlar? ile yürüyen gruplar ilk olarak Rum gazetelerinin bürolar?na sald?r?r.
"O ak?am sinemadayd?m, me?er ki gündüzden beri haz?rl?klar varm??, Süreyya Sinemas?'ndayd?m, film oynarken durdurdular filmi, biri ç?kt? sahneye bir ?eyler söyledi, 'Ne alakas? var' dedik, yine de aymad?k, ç?kt?k ki millet caddelerde!" (71 ya??ndaki eczac? M.S., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
Ancak Müslüman ailelerin bir k?sm? o gece olacaklardan haberdard?r: "Haber geldi bize, bu gece bir ?eyler olacak dediler, biz korktuk sanki bize olacakm?? gibi. Manol'un kurukahve dükkân?n?, Rum gazinolar?n? k?rd?lar. Rumlar?n nesi varsa hepsini k?rd?lar. Yervant vard?, o Yahudi'ydi, onun mefru?at dükkân?n?n camlar?n? k?rd?lar, y?rtt?lar kuma?lar?; toplar? böyle arabalar?n arkalar?na ba?lad?lar, araban?n biri bu tarafa gitti biri ?u tarafa, y?rtt?lar onlar?." (60 ya??ndaki ev kad?n? M.Y., Akdeniz Sesleri)
'Korkmay?n, biz buraday?z'
"Olaylar bizim burada, Büyükdere'de de ba?lay?nca, gayrimüslim kom?ular?m?z tedirgin oldu, biz de onlar? evimize ald?k. Babam kiliseye tak?ld?. Ama yine de arkadan girip yakm??lar kiliseyi. Sabaha kadar nöbet tuttuk. Ba?ka yerlerden motorlarla gelenler oldu." (84 ya??ndaki müteahhit S.O., Akdeniz Sesleri)
"Büyükdereli gençlerin, bizlerin Rum arkada?lar?m?z vard?. Ben o zaman kulüp ba?kan?yd?m, Rum çocuklar? ça??rd?m, 'Tela? etmeyin biz buraday?z, size bir ?ey yapt?rmay?z' dedim. Korktular, sindiler, dövecekler, parçalayacaklar, öldürecekler diye. Hiç unutmam Andon vard?, matbaac?. Apostol vard? sonra. Beyaz Park'a do?ru sahilden yürüyoruz beraberce, bu arada haberler geliyor, Beyo?lu'nu ?öyle y?kt?lar, böyle parçalad?lar. O s?rada bir araba geldi, k?rm?z? vi?neçürü?ü renginde. Arkas?ndan upuzun kuma? parças?, sürünüyor yerlerde. Tam park?n önünü dönerken, araban?n içinden, 'Ne duruyorsunuz lan Beyo?lu'nu yak?yorlar, Rumlar?n yerlerini y?kt?lar, siz duruyorsunuz!' dediler. Araba h?zla gitti. Andon'a dedim ki, 'Sen merak etme', evine b?rakt?m onu. Kilisenin kap?lar?n? k?rm??lar, çok güzel ikonalar vard?, hep parçalam??lar, yerlere atm??lar." (Emekli bankac? H.Ö.)
Kiliseler de ya?maland?
?ehrin dört bir yan?nda, evler ve i?yerleri ya?malan?rken, kiliseler de ate?e verilir; hatta baz? gayrimüslim mezarl?klar? parçalan?r. Bal?kl? Rum Kilisesi'nin papaz? öldürülür. 'Kiliselere girdiler, bidonlar?n içine gaz doldurdular, kiliseleri yakt?lar, 'Buras? Rum kilisesi' dediler. Samatya'daki kiliseye girmi?ler, oray? da tarumar etmi?ler. Sanm??lar ki, o da Rum kilisesi, kilise ya! Mahmutpa?a'y? berbat ettiler. Onlar sand?lar ki bütün ?eyler dükkânlar Rum'du, halbuki Ermeni de vard? orda. Genel olarak Ermeni kilisesine dokunmad?lar, ne patrikhaneye dokundular, ne Kumkap?'daki kiliseye dokundular. Tertipti, tertip ?öyle ki 'Aileye dokunma, mala dokun', aileye dokunmad?lar. Geldiler, ne varsa y?kt?lar, radyolar? a?a?? att?lar, buzdolaplar?n? a?a?? att?lar. Çapulcular, Rumlar?n kad?nlar?n?n ellerinden, yüzüklerini, bileziklerini ald?lar. D??ar?dan gelenler, 'Hangisi Ermeni evi, hangisi Rum evi?' diye soruyorlard?. Bizim yan?m?zdaki ev Rum'du, onu tarumar ettiler."
Olaylar ya?ma ve talana dönü?ür.
"Bizim kö?edeki mezeciye, sütçü Argiri, sald?rd?lar. Bahariye Caddesi ve Alt?yol'dan a?a?? kuma? dükkânlar? ve kuyumcular ya?ma edildi. Ben gözümle gördüm ka?arpeyniri imalathaneleri vard?, ka?arlar denize yuvarlanarak gitti. Kuma? y???nlar?ndan, tramvaylar çal??amad?." (67 ya??ndaki ?oför A.?.T., Akdeniz Sesleri)
YARIN: Ertesi gün ?stanbul kokuyor
----------------------
6-7 Eylül Olaylar? (3)
Yüksek rütbeli bir Türk bürokrat?n itiraf?: Atatürk'ün evi, 6-7 Eylül Olaylar?'nda bir gerekçe olarak kullan?lmak amac?yla bombaland?. ?ngiliz ve Alman kaynaklar?na göre olaylar?n tertiplenmesinde devlet ve hükümet yetkililerinin de pay? vard?
08/09/2005
D?LEK GÜVEN (Ar?ivi)
6-7 Eylül Olaylar?'ndan bir ay evvel K?br?s Türktür Cemiyeti'nin (KTC) faaliyetleri artar; Hikmet Bil ve Kamil Önal, Londra, K?br?s ve ?stanbul aras?nda mekik dokur. A?ustos 1955 ortas?nda üç ?ubesi olan derne?e, 6 Eylül'e kadar 10 yeni ?ube eklenir. Bunlar?n birço?unun Demokrat Parti'nin ocak bucak örgütleri taraf?ndan kurulmu? olmas? dikkat çekicidir.
4 Eylül 1955 günü Hikmet Bil ö?rencilere verdi?i bir direktifle Taksim Meydan?'nda Rumca gazeteleri yakt?r?r. Kamil Önal ise ayn? gün, üzerinde 'K?br?s Türktür' yaz?l? tam 20 bin plakat? bast?rt?p ö?rencilere da??tt?r?r. Olaylardan bir gün evvel Menderes, Bil ile görü?üp Londra'daki K?br?s konulu konferansa kat?lm?? olan Zorlu'dan bir ?ifreli telgraf ald???n? ve bu telgrafta Zorlu, Türkiye'den tepki bekledi?ini, Londra'da zapt edilemeyen bir Türk kamuoyundan bahsedilmesini istedi?ini anlat?r.
Bu bilgi ayn? gün Bil taraf?ndan KTC ?ubelerine iletilir. 7 Eylül 1955 günü KTC'nin tüm idari meclis üyeleri tutuklan?r ve dernek kapat?l?r. Tutuklananlar aras?nda sendikal? i?çi, ö?renci ve DP üyesi çoktur. ??çi say?s?n?n fazlal???, sendika ba?kanlar?n?n KTC üyelikleriyle
aç?klanabilir. Tutuklamalar sonucu 34 sendika kapan?r. Olaylardan evvel i?çiler, sendika ba?kanlar? taraf?ndan mobilize edilmi?, sendikalar?n yard?m?yla ta?, balta, gibi araçlar temin edilmi?, Tekstil ??çileri Sendikas? taraf?ndan bayraklar dikilmi?tir. ?oförler Cemiyeti ve Motorlu Ta??t ??çileri Sendikas?'n?n üyeleri sayesinde ise sald?rganlar? ?ehrin tüm noktalar?na ta??yan araçlar?n koordinasyonu sa?lanm??t?r.
Tutuklananlar?n büyük bir k?sm? ayn? zamanda Demokrat Parti üyesidir. Partinin K?z?ltoprak ?ubesi üyelerinden, Fenerbahçe'deki sald?rgan grubunun önderi Serafim Sa?lamel, elinde gayrimüslimlerin adres listeleriyle tutuklan?r. 6 Eylül 1955 günü Demokrat Parti
üyeleri merkezden, ?stiklal Caddesi'nde ufak çapta bir nümayi? düzenlenmesi ve birkaç dükkân?n cam?n?n k?r?lmas? yönünde bir direktif alm??t?r. Tahribat?n bu kadar büyük olmas? baz? parti üyelerini ?a??rtm??a benzer.
Ö?renci ve gençlik örgütleri ise 6 Eylül ö?leden sonra yap?lan mitinglerde halk? k??k?rtmak için kullan?l?r. Hem Milli Emniyet/Amele Hizmetleri (MAH) hem de Demokrat Parti ile yak?n ili?kide bulunan Mür?it Yolgeçen adl? bir üniversiteli mitinglerde önemli bir rol oynam??t?r. Yolgeçen, birkaç gün önce 'Üniversiteler ?stanbul Talebe Cemiyeti' ad?nda, sadece be? üyesi olan bir dernek kurup, olaylar?n ba?lad??? saatlerde Beyo?lu'nda kendini bu derne?in ba?kan? olarak tan?t?r ve Atatürk'ün evinin patlama haberini duyurur.
KTC ve gençlik örgütleri üyeleri hapishanede Emniyet Ba?müfetti?li?i'nin aralar?na soktu?u bir ajana, bu olaylar?n organizasyonu için hükümet ve devletin baz? resmi makamlar?ndan para ve direktif ald?klar?n? ve serbest b?rak?lmad?klar? takdirde bu durumu aç?klayacaklar?n? itiraf ederler. Bu arada, kald?klar? hapishanenin ko?ullar? oldukça elveri?lidir. ?stihbarat mensubu Kamil Önal hapishanedeyken KTC bürosunda bulunan ve istihbarata ait bir dosyay? ö?rencilere yakt?r?r. Aral?k 1955'te, KTC idare heyetlerine üye 87 ki?i serbest b?rak?l?r ve 12 ?ubat 1956'da 17 ki?iye dava aç?l?r.
Tek suçlar?, gazete yakmak
Mahkemenin iddianamesi KTC üyelerini sadece olaylardan evvel Taksim Meydan?'nda ö?rencilere yakt?r?lan Rumca gazetelerden dolay? suçlamaya yöneliktir; 6-7 Eylül Olaylar?'ndaki te?vik ve destekleri göz ard? edilir. Mahkemeye bu olaylarda Demokrat Parti üyeleri ile MAH, ö?renci-gençlik dernekleri, sendikalar ve KTC'nin i?birli?ine i?aret eden, 1. ?ube taraf?ndan haz?rlanm?? bir fezleke intikal eder. Fakat Emniyet Umum Müdürü Kemal Aygün, Kominform'un bu olaylarla ilgisinin aç?klanmad??? gerekçesiyle MAH mensubu general ?evki Mutlugil'den yeni bir fezleke ister. Bu fezlekeye göre 6-7 Eylül Olaylar?, Kominform ve Komintern taraf?ndan NATO'ya sabotaj amac?yla düzenlenmi?tir. Sunulan kan?tlar, Türkiye Komünist Partisi bro?ürleri ile Nâz?m Hikmet'in K?br?s i?çilerine emperyalist güçlere ba?kald?rma ça?r?s? yapan iki mektubudur. Mahkeme sadece bu ikinci fezlekeye dayanarak KTC ve gençlik derne?i üyelerini yarg?lar.
?ddianamede Kemal Önal'?n Lübnan'da MAH için çal???rken Komintern çevreleriyle ili?kiye girdi?i ve 6-7 Eylül Olaylar?'n?n organizasyonunda bu ili?kilerinden yararland??? öne sürülür. Mahkemeye ve MAH'tan gelen
ikinci rapora göre Önal, KTC'deki faaliyetleri s?ras?nda ise art?k MAH mensubu de?ildir. Bu argüman ile olaylar?n organizasyonunda MAH'?n i?tiraki imkâns?z k?l?nm?? olur. Oysa Selanik'te Atatürk'ün evinin bahçesine konulan ve olaylar? ba?latmak için gerekçe olarak kullan?lan bombadan bile MAH sorumludur. Yüksek rütbeli bir Türk bürokrat, bir ABD Büyükelçili?i üyesine bu patlaman?n 6-7 Eylül Olaylar?'nda bir gerekçe olarak kullanmak için gerçekle?tirildi?ini itiraf eder. 12 Ocak 1957'de tüm suçlular ?stanbul 1. Ceza Mahkemesi karar?yla kan?t yetersizli?inden beraat eder.
Özellikle ?ngiliz ve Alman kaynaklar?na göre, 6-7 Eylül Olaylar?'n?n organizasyonuna i?tirak edenler aras?nda Cumhurba?kan? Celal Bayar, Ba?bakan Menderes, ?çi?leri Bakan? Nam?k Gedik, D??i?leri Bakan? Fatin Rü?tü Zorlu ve ?stanbul Valisi Gökay ile ?zmir Valisi Kemal Had?ml? vard?r. Emniyet Ba?müfetti?li?i'nin bir raporuna göre, hükümet Yunanistan'a bask? yapmak için küçük çapta bir olay planlam??, ama olaylar çok geni?leyince suç komünistlere at?lm??t?r. 1960 darbesinden sonra kurulan Yass?ada Mahkemesi'nde, ad? geçen hükümet üyeleri 6-7 Eylül Olaylar?'ndan dolay? da suçlan?r. Her iki mahkemede (?stanbul ve Yass?ada) olaylar?n Demokrat Parti üyeleri ile MAH, ö?renci/gençlik dernekleri, sendikalar ve KTC'nin i?birli?iyle gerçekle?tirdi?ine dair delil bulunmas?na kar??n, iki davada da bu durum de?erlendirilmez. ?stanbul mahkemeleri (1955-1957) devletin olaylarla suçlanmamas? için, önde gelen hükümet üyelerinin, DP parti üyelerinin ve MAH'?n failli?ini göz ard? eder. KTC'ye aç?lan dava, cemiyetin önderlerinin mahkûmiyeti durumunda hükümetin olaylardaki sorumlulu?unun ortaya ç?kar?laca?? tehditleriyle beraatla sonuçlan?r.
Yass?ada'daki davan?n amac?
Yass?ada'daki davan?n amac? ise bu olaylarla ilgili olarak sadece Demokrat Parti'yi suçlamakt?r; zira KTC, MAH, ö?renci dernekleri ve sendikalar?n suçsuzlu?unun ?stanbul mahkemeleri taraf?ndan ispatland??? kabul edilmi?tir. Suçlanan hükümet üyelerinin avukatlar?n?n Yass?ada'da o dönemin MAH mensuplar?n?n tan?k olarak dinlenmesi talepleri reddedilir.
Dönemin istihbarat? henüz askeriyeye ba?l? bir birim oldu?undan, MAH'? suçlamak, ayn? zamanda 27 May?s 1960'tan beri yönetimi elinde tutan askeri rejimi sorumlu tutmak anlam?na gelecektir. Sonuçta ?stanbul ve Yass?ada davalar?n?n amac? 6-7 Eylül Olaylar?'na aç?kl?k getirmek de?il, sadece dönemin politik tercihlerini savunmak ve me?rula?t?rmakt?r.
--------------------------------------------------------------------------------
Tan?klar anlat?yor:
Talan bitti, s?k?yönetim geldi
'Anneannem a?l?yordu, 'Aman evlad?m kimsenin mal?na dokunma, bunlar bizim kom?ular?m?z' diyerek...' 'Derikli Usta'n?n meyhanesine ilk baltay?, her ak?am orada veresiye içki içen zab?ta vurdu...'
Saatler ilerler, ancak semtlere da??lm?? olan kalabal???n öfkesi dinmez. ?stanbul en uzun gecelerinden birini ya?amaktad?r. "Rum çocuklar? evlerine b?rakt?m, eve geldim. Caminin kar??s?ndayd? evimiz. Anneannem kap?n?n önünde ta??n üzerine oturmu?, titriyor ve a?l?yordu. Beni görünce 'Aman evlad?m, kimsenin mal?na dokunma, bunlar bizim sittin senelik kom?ular?m?z' diyerek a?lad?. Bir ?ey oldu, bir süre sonra Rumlardan kalma bir tabak getirdiler eve, anneannem tepki gösterdi, 'Eve sokulmaz bunlar, tarumar oluruz' dedi. Son dakikaya kadar burada, Büyükdere'de iskelenin içinde Anastas ve Niko vard?, pastac?, dükkân?n?n y?k?lmamas? için sonuna kadar direttik. Fakat öyle bir güruh geldi ki, üf, gözü dönmü?, parçalad?lar dükkânlar?..." (72 ya??ndaki emekli bankac? H.Ö., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
Ayn? gün bir ba?ka ilde, ?zmir'de de ?iddet olaylar? ya?an?r. Saat 24.00'te ?stanbul'da ve ?zmir'de s?k?yönetim ilan edilir, soka?a ç?kmak yasaklan?r. Emniyet müdahalede gecikmi?tir:
"Polis istese mani olamaz m?, yahut asker, olurdu. Moda'da, kar??da, meyhane vard? Derikli Usta'n?n, demir kepenkli, orada her ak?am veresiye içen bir belediye zab?ta memuru vard?, kepenge ilk baltay? o vurdu. Bizim evin alt?nda Aksiyotis vard?, düzgün, eme?iyle geçinen, vasat ama medeni kimselerdi, ter ve korku içindeki hallerini hat?rl?yorum. Feci bir ?eydi, 5-10 gün kula??mdan ?ang?rt? sesleri gitmedi." (71 ya??ndaki eczac? M.Z., Akdeniz Sesleri)
"Pastane Stasuli'yi k?rd?klar?nda, bir bekçi vard?, 'Hadi çocuklar tamam, tamam' diyordu. Bir akrabam da Çengelköy'de dedi ki, bir gece içinde polisi, bekçisi hepsi de?i?mi?." (68 ya??ndaki emekli ö?retmen E.P., Akdeniz Sesleri)
Ak?am saatlerinde Ankara'ya do?ru yola ç?kan trene ula?an deh?et haberleri, Bayar ve Menderes'in ?stanbul'a dönmesine yol açar. Bakanlar Kurulu, s?k?yönetim karar? al?r. Bu arada Londra Konferans?'ndaki D??i?leri Bakan? Fatin Rü?tü Zorlu'ya olaylarla ilgili bilgi verilir.
"Ordu gelince çil yavrusu gibi da??ld?lar, kimse kalmad?. Bu olaylardan sonra aradan zengin olanlar oldu. Ama sonunda tongan?n alt?na Menderes gitti, o ayr?." (78 ya??ndaki emekli ö?retmen O.D., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
"En çok ?stiklal Caddesi'ne zarar verildi. Günlerce o çöpler durdu. Temizlenemedi ?stanbul. Hadiselerden sonra 3-4 gün soka?a hiç kimseyi ç?karmad?lar. Yüksekkald?r?m'a indi?im zaman, bir de ne göreyim, o güzelim vitrin camlar? a?a??da, piyanolar, orglar, kontrbaslar, saksofonlar yerlerde, parça parça. Ve dükkân?n kepenkleri kazmalar, küreklerle parçalanm??. Ve içeri girdi?iniz zaman, bakt?m birisinin elinde süpürge, böyle süpürüyor dükkân?n içini, mal sahibiymi?, 'Geçmi? olsun' dedim. 'Sa? olun' dedi, '?u dükkân?n haline bak?n' diye a?l?yordu adam." (76 ya??ndaki kundurac? S.B., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
"?nan?r m?s?n?z, 5-6 ay Beyo?lu'na ç?kamad?m, o manzaray? görmemek için. Derler ki, bir ay, bir buçuk ay, tabii peynirler, ya?lar dökülmü?ler, onlar?n o kokular? ç?kmam?? Beyo?lu'ndan." (Emekli bankac? H.Ö.)
Yaralar? yine kom?ular sard?
Günün ilk ???klar?yla ortaya ç?kan deh?etin yaralar?n? yine kom?ular sarar: "Birçok Müslüman Türk kom?umuz vard?, bize geçmi? olsun demeye geldiler. Ama baz?lar? da gece kö?eye ç?kt?, 'Var olun çocuklar, var olun' diye destek verdi ve tabii art?k onlar bize selam veremiyorlard?. O günden sonra içimize korku girdi. Bu olaylar? yapanlar bilmediler ki, dü?ünmediler ki, bu zarar memleketin zarar?. Evet, Rum'undu, bilmem neydi, ama burada ya??yordu, para, devletin paras?yd?." (E.P.)
?ki günün sonunda pek çok insan tutuklan?r. 10 Eylül 1955 günü dönemin ?çi?leri Bakan? istifa eder. K?br?s Türktür Derne?i kapat?l?r. 12 Eylül günü Meclis'e ta??nan olaylarda DP iktidar? komünistleri suçlar, aralar?nda Kemal Tahir ve Aziz Nesin'in bulundu?u insanlar tutuklan?r, ancak 1956'da aklan?rlar.
"Ben hep diyorum, Türkiye'nin ekonomisi, 6-7 Eylül'den sonra bozuldu. Çünkü devlet (zararlara kar??l?k) para ödedi. Ondan sonra Türkiye çöktü. Türkiye'nin ekonomisini tutuyordu onlar. Taksim'de tek dükkân kalmad?. Eskiden paras? olmayanlar zengin oldu." (70 ya??ndaki ev kad?n? K.A., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
"Ç?k?yorduk, her yerde yaz?l?, 'Vatanda? Türkçe konu?'. Rumca konu?amazs?n, gâvursun. 56'da, Angelos kar?s?n? ald?, ?talya'ya kaçt?. Biz kald?k. Biz gitmek istemiyorduk ?stanbul'dan tabii. her sabah, adam?n biri geliyordu kö?ede Lula'y? kolluyordu, bekliyordu. Soka?a ç?kam?yorduk. Ondan sonra, 64'te, yava? yava? hepsi gittiler, yani Rum kalmamaya ba?lad? ?stanbul'da. Art?k ya?anmazd? burada." (74 ya??ndaki ev kad?n? F.S., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
"Biz bu 55'teki olaylar? unuttuk, ço?umuz. Ve gittiler diyorlar, baz? Rumlar da diyor bunu. Yoo, o zamandan sonra biz gitmedik. 50 aile gitmi?tir belki, 56'larda, 57'lerdeki hadiselerden sonra. 63'te K?br?s çok alevlendi. 'Ya Taksim, ya ölüm' her tarafta megafonlar, mikrofonlar, sinir harbiydi bizim için, do?ruya do?ru. O zaman, i?te, hayat?m?z zordu. Rum oldu?umuzu söylemeye çekiniyorduk. Mesela diyorduk ki çocuklara, 'Sesli Rumca konu?may?n', 'Konu?acaksan?z sessiz konu?un'. Çünkü hemen görüyordunuz, yüz ifadesi de?i?iyordu insanlar?n. Bu benim vatan?m. Ben burada do?dum, burada ya?ad?m, anam, babam, böyle. Ben nas?l gideyim, Amerika'ya giden Rumlardan de?ilim, biz göçmen de?iliz bir defa. Ben buras?n? seviyorum, Yunanistan'? da. Ama buras? da benim vatan?m. Sonradan göç ba?lad? ya, 63'ten sonra, 64'te. Hiç gitmeye niyetimiz yoktu. Diyordu ki e?im 'E?er mecbur kal?rsak, sonuncusu olay?m, buradan gidi?imle!" (E.P.)
Arka bahçede yanan perde
"Biz uyuyorduk, a?a??da Erzurumlu kirac?lar?m?z vard?. Onlar duymu?lar, geldi kap?lar? vurdu, 'Kalk?n dünya y?k?l?yor, siz daha yat?yorsunuz' diyerekten. Bir kalkt?k, hakikaten dünya y?k?l?yor, o, ben, ablam, birkaç ki?i topland?k, soka?a ç?kt?k. Felaket. Arabalar?n arkas?na (kuma?) toplar? tak?yorlar, toplar, dört tane tak?yor, dört parça arabalar sürüklüyor toplar?. Çikolatadan geçemiyorsun, yerlerde ?ekerler çürüyor, bas?yor millet. Osmanbey'e do?ru gittik. O kristaller, saatler, pastalar, çikolatalar... Osmanbey y?k?l?yor, bütün millet orada. Ni?anta??'na dönece?iz, bizim mahallenin delikanl?lar?, o zamanlar, bir ma?aza, Dede ma?azas?, k?r?yorlarm?? orda, böyle bir top çocuk tulumu geldi kuca??ma. Ablam dedi, 'Bunlar?n mal? bize yaramaz, ver sen bunu' ald? paramparça etti kuma?lar?. Bir tek pembe ?apka kalm?? elimde, vermedim onu saklad?m. Oradan Ni?anta??'na gittik, çok fettand?, bu benim büyü?üm ablam. Bir top perde gelmi? onun kuca??na, nas?l biliyor musunuz, bütün sim, alt?n gibi bir perde, oradaki apartmanlardan, nerden k?rm??larsa. Eve getirdi perdeyi, bu sefer bir kom?umuz, 'Böyle bir perde sizde yok, ya sizi karakola götürürlerse.' Ba?lad? m? ablam dövünmeye, 'Biz n'apaca??z, bunu.' Hadi bakal?m, kovan?n içine sokar perdeyi, bir de kibrit çakar, yak Allah yak, haftalarca o per- de yand?. O kom?unun yüzüne yakt?k, ama dünya hakikaten k?r?ld?, çok berbatt?, yani ç?k?lm?yordu, Osmanbey'e, Ni?anta??'na." (80 ya??ndaki i?çi N.Ç., Tarihe Bin Canl? Tan?k)
(Tu?ba Çameli ile 'Akdeniz Sesleri' ve 'Tarihe Bin Canl? Tan?k' Projeleri ekibince haz?rlanm??t?r. Toplumsal Tarih Dergisi Eylül Say?s?)
- B?TT? -